Nazım’ın şiir yeteneğini farkeden annesi okuldaki hocası Yahya Kemal’den özel ders vermesini ister. Ders için gelen Yahya Kemal ile Celile Hanım arasında kısa sürede aşk doğar.
Yahya Kemal kıskanç bir aşıktır. Celile Hanım’a güvenmez. Yakup Kadri’ye “Bu kadar dile gelmiş kadınla nasıl evlenirim” der. Evlilik hazırlıklarına başlarken bir mektupla, Yahya Kemal evlenemem diyerek aşklarını bitirir. Yıllar sonra Celile Hanım oğlu Nazım hapiste iken onun özgürlüğü için Galata Köprüsü’nde açlık grevine başlar. Yahya Kemal artık yaşlı, gözleri görmeyen eski sevgilisini görmezden gelerek yanından geçer. Sessiz Gemi şiirini de Celile Hanım’a yazdığı söylenir ama biz daha az bilinen ve Celile Hanım’a bu yazdığı şiirini paylaşıyoruz.
Yollarda kalan gözlerimin nûrunu yordum,
Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum,
Hulyâmı tutan bir büyü var onda diyordum,
Gördüm: Dişi bir parsın elâ gözleri vardı.
Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum,
Hulyâmı tutan bir büyü var onda diyordum,
Gördüm: Dişi bir parsın elâ gözleri vardı.
Sen miydin o âfet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.