M. Niyazi Akıncıoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri
M. Niyazi Akıncıoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri:Kurudere/Kırklareli’nde doğdu (1919). Ortaöğrenimini Bursa Lisesi’nde (1938), yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı (1943). Kırklareli’nde avukatlık yaparak yaşamını sürdürdü. 1952’de Ceza Yasasının 142. maddesine aykırı eylemde bulunduğu savı ile tutuklanmış, beraat etmişti (Ölümü 1 Şubat 1979).
Yetiştiği yıllar hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri Haykırışlar (Bursa, 1938) adlı kitapta toplayan Akıncıoğlu, bu dönem ürünlerini Servet-i Fünun, Yedigün, Yücel (1938-40) dergilerinde de yayımladı. Yeni Edebiyat (1941), Yeni Ses, Yürüyüş (1943), Servet-i Fünun / Uyanış (1943), insan (1943), Pınar (1945) ve Gün’de (1945) çıkan şiirleriyle yeni edebiyat hareketine katıldı.
Niyazi Akıncıoğlu’nun destansı özellikler taşıyan şiirleri halk ve divan şiirini özümsediğini gösteren öğelerle donanmıştır. Ama bir neoklasik sayamayız onu. Çizim anlayışı ile, insana, dönemine yaklaşımı ile çağdaştır.
Yapıtları içinde ayrı yerleri olan Bursa ve Edirne şiirleri doğrular bu kanıyı. Özellikle “Edirne”de, “fâsl-ı bahar”, “kavsi kuzah”, “nâz-ı istiğna”, “Cemal”, “devr-i saltanat”, “bihaber” gibi eski sözcük ve tamlamalara karşın alışılmışın dışında bir şiir ortamı oluşturmuştur. Eski sözcükler, tarihsel öğelerin görünür görünmez dünyasından çağrışımlar getirdiği için alaturkalığa düşürmez şiiri. Daha ilk dizeden itibaren çizimde ve anımsamada duygusallık uyum halinde gelişirken, Akıncıoğlu, kendine özgü becerileriyle yapıyı hiç zorlamayan ses değişmeleri yaratır. Yer yer sesin meydana getirdiği ritm “müstezat”larda gördüğümüz, ölçüye yarı bağımlı havayı duyursa bile, genelde eski ile yeninin buluştuğu değişik musikinin görkemini aksatmaz. Bu şiirde kullanılan sözcüklerin iç yapılarına baktığımızda “a” ve “e” ile “s”, “r” harflerinin ağır bastığını söyleyebiliriz. Akıncıoğlu’nun başka şiirlerinde aynı erişkin düzeyde görünmez bu özellik. Ama onlar da yapının denge öğeleridir. Toplumsal sorunların işlendiği Yağmur Duası, Seferberlik, Hasret gibi ölçü ve uyak gözetilerek yapılanların yanı sıra dünyaya daha geniş bakarak tepkiden coşkuya, acıdan inanca, yaşanandan yaşanacak olanın umuduna yükseldiği Azatname, Umut gibi şiirlerinin etki gücü bu özellikten kaynaklanmıştır.
ŞÎÎR KİTAPLARI
Umut Şiirleri (1985, Haz: Ömer Can, Hüseyin Ata- baş).
Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 3, Cumhuriyet Dönemi 1, Şükran YURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.
M. Niyazi Akıncıoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri:Kurudere/Kırklareli’nde doğdu (1919). Ortaöğrenimini Bursa Lisesi’nde (1938), yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı (1943). Kırklareli’nde avukatlık yaparak yaşamını sürdürdü. 1952’de Ceza Yasasının 142. maddesine aykırı eylemde bulunduğu savı ile tutuklanmış, beraat etmişti (Ölümü 1 Şubat 1979).
Yetiştiği yıllar hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri Haykırışlar (Bursa, 1938) adlı kitapta toplayan Akıncıoğlu, bu dönem ürünlerini Servet-i Fünun, Yedigün, Yücel (1938-40) dergilerinde de yayımladı. Yeni Edebiyat (1941), Yeni Ses, Yürüyüş (1943), Servet-i Fünun / Uyanış (1943), insan (1943), Pınar (1945) ve Gün’de (1945) çıkan şiirleriyle yeni edebiyat hareketine katıldı.
Niyazi Akıncıoğlu’nun destansı özellikler taşıyan şiirleri halk ve divan şiirini özümsediğini gösteren öğelerle donanmıştır. Ama bir neoklasik sayamayız onu. Çizim anlayışı ile, insana, dönemine yaklaşımı ile çağdaştır.
Yapıtları içinde ayrı yerleri olan Bursa ve Edirne şiirleri doğrular bu kanıyı. Özellikle “Edirne”de, “fâsl-ı bahar”, “kavsi kuzah”, “nâz-ı istiğna”, “Cemal”, “devr-i saltanat”, “bihaber” gibi eski sözcük ve tamlamalara karşın alışılmışın dışında bir şiir ortamı oluşturmuştur. Eski sözcükler, tarihsel öğelerin görünür görünmez dünyasından çağrışımlar getirdiği için alaturkalığa düşürmez şiiri. Daha ilk dizeden itibaren çizimde ve anımsamada duygusallık uyum halinde gelişirken, Akıncıoğlu, kendine özgü becerileriyle yapıyı hiç zorlamayan ses değişmeleri yaratır. Yer yer sesin meydana getirdiği ritm “müstezat”larda gördüğümüz, ölçüye yarı bağımlı havayı duyursa bile, genelde eski ile yeninin buluştuğu değişik musikinin görkemini aksatmaz. Bu şiirde kullanılan sözcüklerin iç yapılarına baktığımızda “a” ve “e” ile “s”, “r” harflerinin ağır bastığını söyleyebiliriz. Akıncıoğlu’nun başka şiirlerinde aynı erişkin düzeyde görünmez bu özellik. Ama onlar da yapının denge öğeleridir. Toplumsal sorunların işlendiği Yağmur Duası, Seferberlik, Hasret gibi ölçü ve uyak gözetilerek yapılanların yanı sıra dünyaya daha geniş bakarak tepkiden coşkuya, acıdan inanca, yaşanandan yaşanacak olanın umuduna yükseldiği Azatname, Umut gibi şiirlerinin etki gücü bu özellikten kaynaklanmıştır.
ŞÎÎR KİTAPLARI
Umut Şiirleri (1985, Haz: Ömer Can, Hüseyin Ata- baş).
Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 3, Cumhuriyet Dönemi 1, Şükran YURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.
*
M.NİYAZİ AKINCIOĞLU
*
M.NİYAZİ AKINCIOĞLU
Kırklareli'nin Kurudere köyünde doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Kırklareli’nde serbest avukatlık yaptı. 1 Şubat 1979 tarihinde Ankara SSK Dışkapı Hastanesi'nde ölmüştür.
1940 döneminin tanınmış şairlerindendir. İlk şiirlerini "Haykırışlar" adlı kitapta topladı. Daha sonra dönemin önemli dergilerinde şiirleri görünmeye başladı. 1950 yılında Kırklareli'nde "komünistlik" suçlamasıyla yargılandı, mahkeme süresince iki yıl tutuklu kaldı, sonuçta beraat etti. Cezaevinden çıktıktan sonra münzevi bir yaşama yöneldi. Ancak 1970'lerde yayınladığı şiir çalışmaları ile yeniden adından söz ettirdi. Şiirleri ölümünden sonra Umut Şiirler adıyla 1985 yılında kitaplaştırıldı.
Niyazi Akıncıoğlu, şiirlerinde divan ve halk şiiri motiflerinden ustaca yarlanmasını bildi. Halk şiirinin söyleyiş özelliklerini ve sesini başarılı bir şekilde kullandı. Asım Bezirci onun için, "Akıncıoğlu -Nazım Hikmet'ten sonra, ama Enver Gökçe ve Ahmet Arif'ten önce- halk şiirinden yararlanan ilk toplumcu şairdir" demiştir. Şair; karamsarlığa yer vermeyen, gelecekten umutlu şiirler bırakmıştır gelecek nesillere.
..
N.AKINCIOĞLU HK. .AYRICA;
..
N.AKINCIOĞLU HK. .AYRICA;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.